www.turkiyespot.com web sayfası kontrol panelleleri yardımlaşma forumları Forum Ana Sayfa www.turkiyespot.com web sayfası kontrol panelleleri yardımlaşma forumları
ucuz hosting domain kontrol panelleri yardımlaşma forumları
 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Otobüste Sevgi Yoktu! l Cezmi Ersöz

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    www.turkiyespot.com web sayfası kontrol panelleleri yardımlaşma forumları Forum Ana Sayfa -> KONUK YAZILAR
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
M.F.E.



Kayıt: 25 Hzr 2008
Mesajlar: 80
Konum: Administrator

MesajTarih: Prş Hzr 26, 2008 7:58 pm    Mesaj konusu: Otobüste Sevgi Yoktu! l Cezmi Ersöz Alıntıyla Cevap Gönder

OTOBÜSTE SEVGİ YOKTU!
Cezmi Ersöz


Otobüste sevgi yoktu. Orada herkes kendine ve birbirine düşmandı. İşte bu yüzden otobüsteki insanlar birbirlerine en kötü yüzlerini göstermekten çekinmiyorlardı. Şoför en acımasız tavırlarıyla yolcuları durmaksızın azarlıyor, genç öğrenci başının dibinde artık ayakta durmaktan gücünü tüketmek üzere olan yaşlı bir kadını görmezlikten geliyor; genç bir adam adeta bütün gövdesiyle, önündeki kızı ha-bire sıkıştırıyor, açıkçası cinsel tacizde bulunuyor; üstü başı pis, üstelik kendi kendisine konuşuyor diye yaşlı bir adamın yanına kimse oturmuyor; gençten biri yanında kendisinden biraz daha kısa boylu birinin üzerine neredeyse abanıyordu. Bir sivil polis önünde oturan iki öğrencinin neler konuştuğuna kulak kesilmişti. Bir başkasının ayağına bastığı kişiye adeta, "Ayağımın altında ayağının ne işi var" der gibi bakıyor, herkes herkesi olup olmadık zamanlarda suçluyor ve aşağılıyordu... Evet, bu otobüste SEVGİ yoktu!..

Bir duraktan genç bir kadınla, 9-10 yaşlarındaki oğlu bindi, otobüse...

Kısa bir süre sonra avını bulmuş bir avcının heyecanıyla, "Biletini at hanım!" diye bağırdı bizim şoför. Genç kadınsa utanarak yolcuların arasına saklanmaya çalıştı. Şoför yine: "Biletini atmadın, bak kafam bozuluyor artık" diye öfkeyle çıkıştı. Biraz daha gittik ama çok geçmeden kadın ağlamaklı bir ses tonuyla: "Durun... Lütfen, burada inmek istiyorum" dedi. Otobüs durdu. Kadın, yanında çocuğuyla durak dışında, öylesine bir yerde indi aşağıya. Bu defa yüzünü örtmüş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Oğlu ise annesine sarılıp: "Anne ağlama, ne olur ağlama" diyordu ha-bire...

Otobüste ansızın bir sessizlik olmuş, herkes nefesini tutarak bu olayı izliyordu. Bu genç kadının varlığıyla kötü bir düşten uyanmış gibiydik. Oğluna sarılıp ağlayan bu genç anne yıllardır bastırdığımız duygularımızı hatırlatmıştı sanki bize. Ve hemen sonra hiç beklemediğimiz bir şey oldu. Şoför otobüsün el frenini çekip aşağıya indi ve kadınla çocuğun yanına gitti ve onlardan özür dilemeye başladı. Duyuyorduk, şoför ağlayan kadına yaptığı işten çok bunaldığını, geçim sıkıntısı çektiğini, trafiğin ve yolcuların sinirlerini harap ettiğini,demin yaptıklarından pişman olduğunu söylüyor ve biletsiz olsa bile -ki şu an bu hiç önemli değildi- genç anneyi otobüse davet ediyordu. Genç kadınsa biraz önce çok aşağılandığını, çok utandığını, bir daha otobüse binemeyeceğini söylüyordu. Otobüsün durduğu yerin biraz aşağı deniz kenarıydı ve hemen oracıkta bir çay ocağı ve gökyüzü renginde masa örtüleri bulunan masalar vardı. Güneş ve rüzgar bu çay bahçesini soylu bir neşeyle kucaklıyordu. Genç kadın çocuğuyla beraber biraz olsun soluk almak ve dinlenmek için bu çay bahçesindeki masalardan birine oturdu. Gözyaşları dinmişti. Şoförse onu bırakmıyor, yanına diz çökmüş özür dilemeye devam ediyordu, işte ne olduysa bu andan sonra oldu. Herkesin yüzü aydınlandı ve ortak bir kararla gideceğimiz yerlerden den vazgeçip otobüsten indik, adeta koşar adım gökyüzü rengindeki örtülerle örtülü masaların olduğu çay bahçesine gittik.

Genç kadının yanına diz çöken şoförün omzuna vuran güneş ışığı, genç annenin o unutulmaz masum yüzü defalarca içimize işlemişti. Sanki birbirinden çok, ama çok farklı bunca insanların içinde ne gariptir ki aynı ortak ses: "Artık yeter, bunca kötülük, bunca duyarsızlık yeter" diyordu. Nitekim şimdi hemen herkes genç anne yi teselli ediyor, sakinleşmesi için çaba harcıyordu. Genç kadın bu yakınlığımızdan cesaret alıp durum unu güçlükle de olsa anlattı. Kocası siyasi mahkummuş, yıllardır cezaevindeymiş, kendisi işten çıkartılmış, günlerdir iş aradığı halde bulamıyormuş, evde hiç yiyecek bir şey kalmamış, çocuğunu annesine götürüyormuş, otobüs bileti alacak parası yokmuş.

Genç kadın bütün bunları anlatınca bir anda herkes garip bir duygusallığa kapıldı ve demin ki dehşet otobüsünde uyanan kötü ruhları için birbirlerinden özür dilemeye başladılar. Yalnızca çok genç insanlarda görülür bu duygusallık; o kötücül mantık yoktur. İyi ki de yoktur, göğüsleri heyecanla inip kalkar. Şoför son günlerde kendisini çok yorgun ve mutsuz hissettiğini, geçim sıkıntısı yüzünden karısının evlere temizliğe gittiğini, bunun onurunu çok zedelediğini, yolculara olur olmaz zamanda bağırıp, onları aşağılamasının nedeninin bu yüzden olduğunu söyledi.

Genç öğrenci ise yer vermediği yaşlı kadından özür diledi. Yaşlı kadın ise: "Okulda çok yoruluyorsunuz, sınavlarınız, vizelerinizin yüzünden uykusuz kalıyorsunuz, siz de haklısınız evladım" dedi.

Genç adam biraz önce otobüste sıkıştırdığı genç kızdan adeta yerin dibine girerek af diledi: "Otobüslerde böyle durumlarda karşımdakinin duyguları olduğunu unutuyorum, daha sonra bu yanımdan çok utanıyorum" dedi.

Genç kız: " Size ve söylediklerinize inanıyorum öyleyse bu son olsun" diyerek anlayışla elini sıktı. Otobüsün en şık, en zarif kızı, üstü başı pis ve kendi kendine konuşuyor diye kimsenin yanına oturmadığı yaşlı adamı dansa davet edince ortalığı doyumsuz bir neşe ve coşku sardı. Herkes o anda kendisinden son derece hoşnut olmuştu.

Genç adam, üzerine abandığı kendisinden kısa boylu yolcudan: " Bu bende adeta bir takıntı olmuştu, yanıma benden kısa boylu kim düşerse hemen ezmeye bunaltmaya çalışırdım, şimdi çok saçma buluyorum. Ve bu son artık, ne olur beni affedin şu an burada olan herkesi çok seviyorum üstelik uzun zamandır bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum" diyordu herkese...

Otobüste birbirlerinin ayağına basanlar, kırıcı söz söyleyenler sarılıp öpüşüyor, bir- birlerinden defalarca özür diliyorlardı. Tavşan kanı çaylarımız gelmişti. Ve biz kendimizden hoşnut içimizi ısıtan güneşin ve yüzümüzü okşayan rüzgarın altında günün bize çizdiği rolden az önce gözümüzün önünde yaşanan bir dram sayesinde kurtulmuştuk.

Ve bu arada etrafımızın polisler ve TV kameralarıyla çevrilmesine hiç aldırış etmiyorduk. Asayişi bozuyormuşuz. Bize derhal otobüse binip terk ettiğimiz rollerimize, yani o kötü ruhlarımıza dönüp yolculuğumuza devam etmemizi emrediyorlardı.

Yıllardır ilk kez kendimizden bu denli hoşnuttuk. Bu yüzden birbirimize öylesine kenetlenmiştik ki, hiçbir güç biz ayıramazdı. Otobüsümüz yolun kenarında öylece duruyordu. Kameralar yerlerini almış, sirenler can havliyle bağırıyordu. Devlet güçleri son uyarıları yapıyorlardı. Hayalı mermiler namlulara sürülmüştü.

BİZSE HİÇ ALDIRIŞ ETMİYORDUK!... ÇÜNKÜ OTOBÜSTE SEVGİ YOKTU....
_________________
Muhammed Fatih Ergün
www.mfe.name
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger
www.turkiyespot.com ucuz hosting
www.turkiyespot.com ucuz hosting





MesajTarih: Prş Hzr 26, 2008 7:58 pm    Mesaj konusu: Advertisement Links

www.turkiyespot.com iyi Hosting vps vds radyo iyi reseller, kaliteli hosting, kaliteli host, kaliteli vps, iyi vps

Başa dön
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    www.turkiyespot.com web sayfası kontrol panelleleri yardımlaşma forumları Forum Ana Sayfa -> KONUK YAZILAR Tüm zamanlar GMT +2 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Türkçe Çeviri: phpBB Turkey & Erdem Çorapçıoğlu