www.turkiyespot.com web sayfası kontrol panelleleri yardımlaşma forumları Forum Ana Sayfa www.turkiyespot.com web sayfası kontrol panelleleri yardımlaşma forumları
ucuz hosting domain kontrol panelleri yardımlaşma forumları
 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Sanal Dedektiflik Davası, Savunma Özeti (2) l M.F.E.

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    www.turkiyespot.com web sayfası kontrol panelleleri yardımlaşma forumları Forum Ana Sayfa -> ONUR SAVAŞI
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
M.F.E.



Kayıt: 25 Hzr 2008
Mesajlar: 80
Konum: Administrator

MesajTarih: Prş Hzr 26, 2008 9:03 pm    Mesaj konusu: Sanal Dedektiflik Davası, Savunma Özeti (2) l M.F.E. Alıntıyla Cevap Gönder

8. Dolandırıcılık Savunması

8.1. Ankara Emniyet Müdürlüğü, yapmakta olduğum işleri “gerçekleşmeyecek işler” olarak nitelendirerek dolandırıcılık suçlaması yapmıştır; Sayın Savcı ise, (daha sonra) bunları “benim gerçekleştiremeyeceğimi” iddia ederek aynı suçlamayı yapmıştır. Görüldüğü gibi, suçlama eksenleri hem çelişkili ve problemlidir, hem de her iki eksen üzerine yapılan dolandırıcılık suçlaması gerçekleri yansıtmamaktadır (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.1.1. & 5.2.1.). Emniyet Müdürlüğü’nün nitelendirmesinin hiçbir şekilde ciddiye alınacak bir yanı yoktur. Sayın Savcı, bu işleri gerçekleştiremeyeceğimi nasıl anlamıştır? İlginçtir; kişisel yeteneklerimin bilinmeden inkârı anlamına gelen bu suçlamaya da herhangi bir mesnet gösterilmemiştir (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.2.2.). Teknik savunmalarım ve ekleri suçlamada kalkış noktası olan bu eksenleri geçersiz kılmaktadır.

8.2. İddianamede, müşterilerilerime sunduğum iletişim kayıtlarının kaynağı ile ilgili bir suçlama yapılmış, “Beni arayan kişilere iletişim kayıtlarını Telekom, Telsim, Turkcell gibi operatörlerden temin ettiğimi söyleyerek, kendimi bu gibi işleri yapmaya yetkili kurum ve kuruluş gibi gösterip sipariş aldığım…” iddia edilmiştir. Bu suçlama doğru değildir; müşterilerimi yanıltacak ifadeler kullanmış değilim. Çalışmalarımın kaynağının “teknoloji” olduğunu, faaliyetlerimin teknolojik nitelikte faaliyetler olduğunu açıkça söylüyordum. O dönemde, tüm reklam ve tanıtım metinlerinde geçen sloganlar bu doğrultudadır: “Yeni Teknoloji Hizmetinizde”, “Türkiye Bu Hizmet ve Tekniği Konuşuyor”, “Bu Bir Uzakdoğu Teknolojisidir!” Bunun bir tek istisnası yoktur. Web sitemdeki yayınlar, e-mail reklamlarım, fiyat listelerim, Google kayıtları bu sözlerimin kanıtıdır. Bunların yanı sıra, polisin (olay sonrası) kamuoyuna yaptığı açıklamalar, medyada çıkan tüm haberler; dahası, iddianamenin 9-12. sayfaları arasına alıntı yapılan iş listem bile bu sözlerimi doğrulamaktadır. Böyle olduğu halde, bu suçlama nasıl yapılabilmiştir; bunu anlayabilmek mümkün değildir. Suçlamada geçen sözleri sadece iki kişiye karşı kullan(mak zorunda kal)mıştım; bunun üçüncü bir örneği gösterilemez; iletişim tespitlerinin çözümleri arasında da bir başka örnek yoktur. Bu ise, çok özel ve istisna bir durumda olmuştu; dolandırıcılık amaçlı ya da müşterilerimi kandırmak ve aldatmak için değildi. Bu iki kişiye karşı, böyle söylemiş olmamın kendi içinde (muhatapların kendi durumları ile ilgili) özel nedenleri vardı. Kaldı ki, tümüyle yanlış (yalan) bir bilgi de değildi; sonuçta, iletişim kayıtlarını bu operatörlere ait kayıtları tutan merkezlerden ve uydulardan alıyordum. (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.3.1.).

8.3. İddianamede yer alan bir başka haksız suçlama da şudur: “Geriye doğru cep telefonu dinleme” için sipariş aldığım iddia edilmiş, bunun gerçekleştirilemeyeceğinden bahisle dolandırıcılık suçlaması yapılmıştır; oysa, benim böyle bir beyanım hiç olmamıştır. Müşterilerime bu içerikte bir hizmet bildiriminde bulunmadım; bu, hiçbir delille kanıtlanamaz. Teknik yetersizlik sebebiyle, iş listemdeki içerikler Sayın Savcı tarafından anlaşılamamıştır; bunu kanıtlayan en güzel örnek bu suçlamadır. Bu iddia, Sayın Savcı’nın oku-duklarından kendi anladığıdır; benim muradım bu değildir. Dolayısıyla, Sayın Savcı, bu suçlamayı benim maksadıma, iş listeme ve yaptığım işlerin mahiyetine göre değil, okuduklarından kendi anladığına göre yapmıştır; oysa, benim kastettiğimle kendisinin anladığı birbirinden çok farklı iki ayrı içeriktir. “Geriye doğru cep telefonu dinlemesi” yapmak mümkün değildir; bu, en önce fiziksel gerçekliklere aykırıdır. “Geriye doğru cep telefonu dinleme” şeklindeki yanlış anlama (işin mahiyeti açısından) gerçekleri yansıtmadığı gibi, fiziksel ve teknik olarak da geçerliliği yoktur; hiçbir hakikati ve pratiği olmayan tuhaf bir ifadedir. Ben sadece geçmişte yapılan ve daha önce kaydedilen iletişim kayıtlarını (teknik yöntemlerle temin ederek) müşterilerime vereceğimi taahhüt ediyordum. Bu ise, mümkündür ve gerçekleştirilebilir (Teknik Savunma, 3. DOS-YA: Sistemlerin Kullanımının Mümkün Olduğu); bunun kanıtları, yerli ve yabancı örnekleri vardır (Teknik Savunma, 4. DOSYA: Sistemlerin Kullanım Örnekleri). Dünya genelinde tüm iletişim verileri kaydedilmektedir; geçmişe dönük (retrospektif) iletişim kayıtlarının elde edilmesi daha önce kaydedilmiş olan iletişim verilerinin temin edilmesiyle (kayıtlara erişimle) mümkün olmaktadır. “Geriye doğru cep telefonu dinleme” şeklinde bir ibare, bana ait metinlerin hiç birinde geçmez; tam tersi, bu ibarenin doğru olan şekli tüm metinlerde geçer. Bir öncekinde olduğu gibi, bu suçlamada da tüm kanıtlar beni doğrulamaktadır; kullandığım ibareler “Geçmişe dönük sesli cep telefon telefon kayıtları” şeklindedir. Web sitemdeki yayınlar, e-mail reklamlarım, fiyat listelerim, Go-ogle kayıtları bu sözlerimin kanıtıdır. Sipariş veren müşterilerim listedeki iş içeriğini doğru anlamışlar, “Geriye dönük telefon dinleme” gibi gerçekleştirilemeyecek bir iş için değil, “Geç-mişe dönük telefon kayıtlarının temini” gibi gerçekleştirilebilecek bir iş için sipariş vermişlerdir; müşterilerim, Sayın Savcı gibi konuyu yanlış anlamış değillerdir. İletişim tespitlerinin çözümleri bu söylediklerimi doğrulamaktadır; Sayın Savcı’nın iddia ettiği gibi “Geriye dönük telefon dinleme” içerikli bir taahhüdü içeren bir tek görüşme yapılmamıştır; tüm görüşmeler “Geçmişe dönük telefon kayıtlarının temini” içindir. Bunların yanı sıra, polisin kamuoyuna yaptığı açıklamalar, medyada çıkan haberler ve iddianamenin 9-12. sayfaları arasına alıntılanan iş listem de bu sözlerimi doğrulamaktadır. Böyle olduğu halde, bu suçlama nasıl yapılabilmiştir; bunu da anlayabilmek mümkün değildir (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.3.2.).

8.4. İddianamede, (1) TELEFON DİNLEME, (2) SMS MESAJ KAYITLA-RININ TEDARİKİ, (3) GEÇMİŞE DÖNÜK İLETİŞİM TESPİTİ, (4) KAYIP KİŞİLERİN BULUNMASI, (5) ÇALINTI BİLGİSAYARLARIN BULUNMASI gibi işleri yapmak için sipariş aldığım; ancak, bunları gerçekleştiremeyeceğimden bahisle müşterilerimi dolandırdı-ğım iddia edilmiştir. Bu içerikler dışında, ayrıca (1) BİLGİSAYAR VE INTERNET OR-TAMLARININ DENETİMİ, (2) INTERNET VE E-MAİL ŞİFRELERİNİN KIRILMASI, (3) ARAMA KAYITLARININ TESPİTİ (CSI) ve (4) GİZLİ NUMARA TESPİTİ gibi içeriklerle aldığım başka siparişler de bulunmaktadır. Bu içerikler, iletişim tespitlerinin çözümleri ve Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün ilk suçlamaları arasında olduğu gibi, mağdur ve müşteki (olduğu iddia edilen kişi)lerin şikâyetleri arasında da vardır; ancak, iddianamede atlanmıştır. İddianamede ve (iddianamede belirtilmediği halde) daha önceden şahsıma yöneltilen bu suçlamalara karşı teknik savunmalar yapmam gerekmiştir. Teknik savunmalarım 7 (yedi) ayrı ana dosya ve eklerindeki belgelerden oluşmaktadır; içerdiği konulara göre kategorize edilmiştir. Teknik savunmalarım, yapılan suçlamaların içeriklerine göre “konulu savunma” halinde hazırlanmış, ek dosyalar (7 dosya) ve özeti (23 sayfa) ile birlikte mahkemenize gönderilmiştir (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.3.3.).

8.5. Dosyanın zahirinden ilk bakışta (benim açıklamalarım ve kanıtlarım olmadan), iddia edildiği gibi sadece klasik bir dolandırıcılık eylemi anlaşılabilir; ancak, arkaplan ve işin içyüzü (dahası, niyetlerim) hiç de öyle değildir. Ben, listemdeki işleri yapmaya niyet ederek işe başladım. Aksayan işler ârizîdir; elde olmayan/ geçici sebeplerle yapıla-mamıştır. Emniyet Müdürlüğü ve iddia makamı suçlamalara konu olayın dış yüzünde (zahir) yanılmışlar, suçlamayı gerektirmeyecek makul bir arkaplanının olabileceğini hiç düşünmemişlerdir. Savunmalarım bir bütün olarak incelendiğinde arkaplan doğru anlaşılacak, niyetlerim ortaya çıkacak ve atılı suçlar üzerimden sakıt olacaktır (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.3.4.).

8.6. İddianameye iş listem alıntı yapılmıştır; ancak, liste hiç incelenme-miş, yapılan ve yapılamayan işlerin hangileri olduğu, kaç tane olduğu gibi bir tespit ve ayrım yapılmamıştır. Yaptığım işlerin sayısı, aksayan siparişlere oranla çok fazladır. Listede bulunan “34” (otuz dört) farklı iş sipariş geldikçe yapılmış ve teslim edilmiştir; bunlar sebebiyle bir tek şikâyetçi yoktur. Aksayan (suçlandığım) işlerin sayısı yaptığım işlere oranla çok azdır. Bunlar, iletişim tespiti içerikli çalışmalar(ın bir kısmı)dır; listemdeki 45 (kırk beş) ayrı iş çeşidinden yapılamayan iş sayısı sadece 9 (dokuz)dur. Yapılan ve teslim edilen (hiç şikâyetçi olmayan) işlerin oranı % 76 (yetmiş altı) dır (4/5); Aksayan işlerin oranı ise, % 20 (yüzde yirmi)’dir (1/5); iddianamedeki müşteki ve mağdurların olayına konu olan içerikler sadece bunlardır. Bunlar da, Uzakdoğu’dan sipariş etmiş olduğum donanımların ilk aşamada gelmesinin gecikmesi ve geldikten kısa bir süre sonra yaşadığım bir soygun olayında bunları çaldırmış (yitirmiş) olmam sebebiyle aksayan işlerdir (Detaylı Savunma, Section: 5.10.); değilse, yapamadığım bir iş yoktur (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.4.1.).

8.7. Taahhüt ettiğim işleri sorunsuz bir şekilde teslim etmiş durumda-yım. Bu teknik başarımın ve bu işleri yapabildiğimin kesin kanıtıdır. Yaptığım ve teslim ettiğim içerikler sebebiyle bir tek müşteki bulunmamaktadır. Çok açık ve net bir şekilde ortada olan bu sonuç, benim bu işleri yaptığım (yapabildiğim) ve dolandırıcı olmadığım anlamına gelir. Ne ki, yaptığım işlerin varlığı örtülmüş, yapamadığım işler öne çıkarılarak dolandırıcılıkla suçlanmış bulunmaktayım; bu ise, büyük bir haksızlıktır. Başardığım işler bilindiği halde, iş listemdeki işler için olumsuz bir genelleme yapılmış, bunların hepsi “gerçek-leştiremeyeceğim işler” statüsünde değerlendirilmiştir. Yaptığım işler(in üstü) örtülmüş, bunlar hiç önemsenmemiş, bunlarla ilgili bir tek şikâyetçi bile olmadığı hususu ısrarla göz ardı edilmiştir (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.4.2.). Hazırladığım tablo ve grafiklerden, yapılan ve yapılamayan işlerin hangileri olduğu ve (genele göre) oranları görülebilir; bunlar, detaylı savunmamın ekinde sunulmuştur (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.4.3.).

8.8. Teknik konularda yapabileceğimi söylediğim işler dolandırıcılık amacı ile ortaya attığım söylemler olmadığı gibi, dün akşam düşünüp bugün söylediğim sözler de değildir; kanıtları vardır. Uygun görülürse, mahkemenizde atılı suçla ilgili tüm teknolojik ayrıntıları anlatabilirim. (1) O dönemde, yaptığım işler resmi bir kurum olan Türkiye İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından Başkan Sayın Fethi Şimşek'in basın açıklaması ile doğrulanmıştır. (2) Yine yaptığım işler bizzat polis tarafından iki ayrı örnekle doğrulanmıştır. (3) Ben, bu teknoloji ve sistemlerden tutuklanmadan 1 yıl önce (23.09.2005) The Assosited Press Ajansı Ankara muhabiri, Sayın Selcan Hacaoğlu’nun benimle yaptığı bir röportajda söz etmiştim. Röportaj metni yabancı dillere de tercüme edilerek uluslararası basın yayın organları ve haber ajansları tarafından kullanılmıştır. Buna mukabil, bana veya ajansa herhangi bir yalanlama ya da tekzip istemi gelmediği gibi, tenkit bile gelmiş değildir. (4) Bazı müşterilerim daha önce kendilerine iş yaptığım eski müşterilerimden aldıkları olumlu referanslarla bana ulaşıyorlar ve öyle sipariş veriyorlardı. Bu daha önce kendilerine iş yaptığım müşterilerimin varlığının, onların işlerini yaptığımın ve kendileriyle iyi ilişkiler kurduğumun kanıtıdır; ne ki, Savcılığın aleyhime delil olarak kullandığı iletişim tespitlerinin çözümlerinde bu tür müspet kanıtlar da bulunmasına rağmen, lehime olabilecek (bu tür) diyaloglar (bilindiği halde) önemsenmemiş, görmezden gelinmiştir. (5) Müşterilerime teslim ettiğim siparişleri kanıtlayan yüzlerce kargo dekontu ve fatura bulunmaktadır; gerekli görülürse, bunların hepsini ibraz edebilirim. (6) Tanık dinletebilirim. (7) Çalışmalarımı bizzat ve pratik olarak kanıtlayabilir, uygulama yapabilirim. ( Bunların yeterli görülmemesi durumunda Bilirkişi taleplerimin değerlendirilmesini istiyorum; alınacak raporlar sözlerimin kanıtı niteliğinde olacaktır; bunu çekincesiz olarak söylüyorum (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.5.).

8.9. Bilirkişi atanmasını talep ediyorum. Bilirkişi, savunmalarımı inceleyebilir; Bilirkişi ile huzurunuzda karşılaşabilir, kendisine sunum yapabilirim. TÜBİTAK’-ta önemli görevlerde bulunan kişiler, teklif edebileceğim öncelikli Bilirkişi alternatiflerimdir; bu zatlara TÜBİTAK aracılığı ile ulaşılabilir. Bilindiği gibi, TÜBİTAK, T.C. Başbakanlığı’na bağlı resmi bir kamu kurumudur; teknik savunmalarımda anlattıklarım, defalarca Bilim ve Teknik Dergisi’nde yayınlanmış, Emniyet Müdürlüğü ve iddia makamı tarafından yalanlanan söylemlerim yıllar önce bu dergide yayınlanan iki ayrı bilimsel makale ile doğrulan-mıştır. Bu makaleleri konu alan, TÜBİTAK'ın yayınladığı bir Index CD'si detaylı savunmamın ekinde sunulmuştur (EK DOSYA: 1, CD Albümü, 3. CD, Bilim ve Teknik Arşivi CD’si). Bilim ve Teknik Dergisi, TÜBİTAK’ın resmî yayın organıdır. Dergi tarafından da doğrulanan içerikler teknik savunmalarımda etraflıca anlatılmış (Teknik Savunma, 2. DOSYA: Sistemlerin Varlığının ve Veri Kaydı Yaptığının Kanıtları, Sections: 2.2.1.1. – 2.2.1.5.), dergide yayınlanan makaleler aynı dosyanın ekinde sunulmuştur. Sayın Prof. Dr. Tosun Terzioğlu ve Sayın Prof. Dr. Ahmet Şevket Üçer Bilirkişi olarak teklif edebileceğim önemli ilk iki isimdir. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi ve Onsekiz Mart Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) Teknoloji ve Toplumsal Araştırmalar Çalışma Grubu Genel Koordinatörü olan Sayın Yrd. Doç. Dr. Uğur Dolgun, Yeni Şafak Gazetesi yazarlarından, Sayın Melih Bayram Dede ve Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi mezunu fizik mühendisi Sayın Sefer Dağ da Bilirkişi olarak teklif edebileceğim di-ğer alternatiflerdir. Takdirlerinize bağlı olarak belirttiğim bu isimlerin dışında başkaları da Bilirkişi olarak atanabilir; fark etmez (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.6.).

8.10. Dedektiflik merakının bende nasıl oluştuğundan kısaca söz etmek isterim: Okuduğum bir kitapla başladı her şey… Dedektifliğin çok yaygın olduğunu gördüm. Türkiye’de dedektiflikle ilgili yasa olmadığı duyumlarım arasındaydı. Bilişim, iletişim ve bilgi hizmetleri veren bir firmam(ız) vardı; faaliyetlerimin, müşterilerim açısından suç teşkil eden boyutları olsa bile, dedektifliği meslek olarak yapan bir kimse sıfatıyla benim açımdan suç teşkil etmeyeceğini düşünmüştüm. Günümüzde dedektiflik çalışmalarının eksenini, iletişimi denetleme oluşturuyordu. TÜBİTAK’ın bastığı bilimsel nitelikli bir başka kitap beni bu alanda önemli ölçüde yönlendirdi (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.7.).

8.11. Bu çalışmaları yapabilmek için teknik donanım ve ekipman arayışla-rına başladım. Internet üzerinde “www.e-casus.net” adresinde bir site yayınladım. Bu site-nin ya-yını 1 yıl boyunca (2005-2006) boyunca (kesintisiz olarak) devam etti. Çok kısa sürede tanındım ve önemli işler yapmaya başladım. Sitemi görüp, hizmet içeriklerine talip olan herkes beni arıyor, sipariş veriyor, yaptığım işe talip oluyordu; yoğun bir ilgi ve talep vardı. Birbirine ihanet eden eşler, birbirini aldatan sevgililer, birbirine haksızlık yapan ticaret ortakları, rakipler vs. gibi dedektiflik hizmetlerine ihtiyaç duyan herkes bana dönüyordu. Öyle ki, uluslararası gazetelere bile konu olmuştum; yurt dışına iş yapıyordum, referanslarım vardı. Haber alan herkes iş yaptırmak ve işbirliği yapmak istiyordu. Dedektiflik çalışması riskliydi; muhtemel risklerden korunmak için kamuflajlı bir isim ve hesap kullandım. Internet sitemde kendi ismimi, firmamı ve yerleşim yerimi belirtmedim. Müşterilerimden gelecek havaleler için (kendimi olası risklerden kamufle etme amaçlı) bir başkasının hesabını kullandım; bu hesap, sahte değildi. Uzakdoğu’dan sipariş ettiğim cihazlar ve yazılım bir set halinde geldi. Set, uydu kayıtlarından geçmişe dönük iletişim kayıtlarını indirmeyi sağlayan özel cihazları (Flexy grubu) ve bunları bilgisayar ortamı ile birlikte (komplike) kullanabilmemi sağlayan yazılımları (Communication Data Commander) içeriyordu; beraberinde veri depolamada kullanılan yüksek kapasiteli hard diskleri vardı. İlk etapta bu setin gelmesi (ithal) gecikmişti; ama, setin varlığını gerektirmeyen diğer işlerimi yine yapıyordum; nitekim, bunlar sebebiyle herhangi bir şikâ-yetçi olmamıştır (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.8.).

8.12. O dönemde bir gün Ankara’da misafirken aracım soyuldu; tüm ekip-manlarımı yitirdim. Bu olayın Emniyet Müdürlüğü’nde kaydı vardır; olay günü, olay yerinde, Dikmen Polis Merkezi tarafından tutanak tutulmuştur. Bu tutanak, detaylı savunmamın ekinde belge olarak sunulmuştur. Emniyet tutanağının ardından olayla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde soruşturma başlatılmıştır; ancak, soruşturma sonuçlanmamıştır (Dosya No: 2006/85078 Haz.). Şahitler vardır; olaya ve teknik kayıplarıma tanıktırlar. Olayın olduğu gün, telefonlarımın dinlendiği döneme tekabül etmektedir (23 Nisan 2006). 0532-266 02 18 numaralı özel cep telefonumla yaptığım o günlerdeki görüşmeler arasında bu olayla ilgili pek çok konuşmalar yapmıştım. Gerekli görülürse, özel telefonlarım geçmişe dönük olarak incelemeye alınabilir (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.9.).

8.13. Birkaç olumsuzluğu bir arada yaşadığım bu süreçte, müşterilerimin siparişlerini vaktinde teslim edemeyişimin sebepleri vardı; şunlardı: (1) Henüz teknik altyapıyı tam olarak hazırlamadan, iş yapabilmek için gerekli olan ekipmanlar elime geçmeden sipariş almış, ödeme kabul etmiştim. Böyle olunca, siparişler beklemiş ve teslimi gecikmişti; bu doğru değildi. (2) Soygun olayında, teknik donanımlarım çalındıktan sonra, yine sipariş almaya (ve ödeme kabul etmeye) devam etmiştim. Her ne kadar tekrar bu imkânlara sahip olacağımı bildiğim için böyle yaptıysam da şimdilerde düşünüyorum, bu da doğru değildi. Ancak, aldığım siparişler aksayınca, müşterilerime e-mail göndererek bilgi verdim; gönderdiğim iletilerle kendilerini bilgilendirerek, siparişlerinin tesliminin (bir süre) gecikeceğini ve beklemeleri gerektiğini söyledim. Bu iletileri müşterilerime bazen tek tek bazen de toplu olarak gönderiyordum. Bu iletilerin bir kopyası ve mazeret bildirimi yaptığım müşterilerimin isimleri detaylı savunmamın ekinde sunulmuştur; iletilerin orijinal metinleri ise özel bir CD halinde mahkemenize gönderilmiştir (EK DOSYA: 1, CD Albümü, 2. CD, E-Mail CD'si). Tutuklandıktan sonra ise, ne yitirdiğim teknik imkânlarımı (tekrar) elde edebil(ir)dim, ne de müşterilerimin siparişlerini teslim edebil(ir)dim. İçeriği pek hoş olmasa da bir “iş yapmak” istemiştim; dolandırıcılık yapmayı amaçlamamıştım. Sadece müşterilerimin paralarını iade edebildim (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.10.).

8.14. Müşterilerimle öteden beri hep iyi ilişkilerim olmuştur: Şöyle ki; (1) Yapamayacağımı bildiğim işler için sipariş almıyordum. (2) Yapamayacak olduğum işleri müşterilerime açıkça söylüyordum. (3) Temini mümkün olmayan kayıtlar için sipariş aldığım hiç olmadı; örnekleri detaylı savunmamda verilmiştir. Bu dürüst tavırlarım nedeniyle, iş kaçırdığım çok olmuştur; (bunun bir çok örneği olmasına rağmen) bir örneği iletişim tespitlerinin çözümleri arasında bulunmaktadır. (4) Müşterilerim daha önce kendilerine iş yaptığım eski müşterilerimden aldıkları referanslarla beni arıyorlar, sipariş veriyorlardı. (5) Sipariş aldığım işleri kesinlikle yapıyordum. (6) Siparişlerin hazırlık ve tesliminde gecikme olduğunda müşterilerime bunu bildiriyor ve bir süre beklemeleri gerektiğini söylüyordum. (7) Sipariş aldığım halde yapamadığım işler olursa, geri ödeme yapıyordum; bu ödemelerle ilgili ayrıntılar detaylı savunmamda anlatılmıştır (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.11.).

8.15. Şikâyetlere gelince… Müşterilerimle olan ilişkilerime özen gösterdiğim için daha önce hiçbir müşterim benden şikâyetçi olmamış, hakkımda herhangi bir suç duyurusunda bulunmamışlardır. Ben, gözaltına alındıktan sonra, (iletişim tespitleri ile elde edilen bilgiler kullanılarak) tek tek müşterilerime ulaşılmış, hakkımda şikâyetçi olmaları sağlanmıştır (İlk şikâyet tarihlerine bakıldığında sözlerimin doğru olduğu görülecektir). Ben gözaltına alınana kadar, hiç biri benden şikâyetçi olmayan müşterilerim, ben gözaltına alındıktan sonra bu şikâyetlerini yaparken, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün öğretileri doğrultusunda yönlendirilmişlerdir. Müştekiler(in çoğu), benim dolandırıcılık yaptığıma inanarak şikâyetçi olmuş değillerdir; çoğu böyle düşünmemektedir. Tam tersi, bu şikâyetler müşterilerimin kendi konumlarından kaynaklanmaktadır. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün (yorumlanması güç) tüm gayretlerine rağmen, yine de müşterilerimin hepsi şikâyetçi olmamıştır. İddianamede adı geçen 75 kişiden 30 kişi hiç şikâyetçi olmamıştır (mağdur); 45 kişi şikâyetçidir (müşteki). Şikâyetçi olmayan insanların sayısı, listesinin hemen hemen yarısına tekabül etmektedir; bu kadar insanın hiç şikâyetçi olmayışının nedenleri üzerinde düşünmek gerekirken, hakkımda hiçbir şikâyeti olmayan bu insanlar, iddianamede “mağdur” olarak nitelendirilmiş ve dolandırıcılık suçlamasında ısrar edilmiştir (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.12.).

8.16. Bu süreç içerisinde, çok önemli bazı stratejik hatalar yaptığımı düşünüyorum. Bu hatalar, beni böyle bir sürece sürükledi; bunların farkındayım ve gerçekten pişmanım. (1) İlk hatayı, böyle bir işe teşebbüs etmekle yaptım. (2) İşler aksayınca siparişlerini teslim edemediğim kişilerin paralarını gecikmeden iade etmem gerekirdi; en uygun olan, buydu. Oysa, ben böyle yapmadım; bunun bazı nedenleri vardı, detaylı savunmamda anlattım. (3) Bir de iki kez müşterilerime data kaynakları konusunda doğru bilgi vermediğim iki kişi oldu; ancak, bunun üçüncü bir örneği gösterilemez (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.13.).

8.17. İddianamenin muhtelif yerlerinde birkaç kez geçen “müşteki ve mağdurları aldattığım(ız)” şeklindeki suçlama doğru değildir; dolandırıcılık kastım hiç olmadı. Böyle bir eylem benim tarzım da değildir. Dolandırıcılık hayatta yapacağım en son iş (bile) olmaz. Dolandırıcılık gibi yüz kızartıcı bir suç, kimlik ve kişiliğime, ait olduğum kültürel değerlere aykırıdır; öncelikle “insanlık anlayışım” buna izin vermez. Buna tenezzül edecek bir insan (da) değilim; bu, bana yakışmaz (da)… Ne ki, bu denli ve bana çok ağır gelen bir isnatla suçlanmış bulunmaktayım. Oysa, ben ticari yükümlülüklerimi yerine getiremedim. Süreç istenmeyen bir şekilde gelişti; işin başında, böyle bir sonucu amaçlamamıştım. Yeteneklerim ve imkânlarım dahilinde olan işlerin hepsini, bu aksaklıkları yaşadığım günlere kadar yapmış, müşterilerime siparişlerini teslim etmiş ve edimlerimi ifa etmişimdir. Yapamadığım işlerin sayısı, yaptıklarımın yanında çok azdır (Detaylı Savunma, Section: 5.4.); bu süreçte ise, tıkandığım taraf ilk etapta beni aşan, zamana muhtaç ve karşılaşılan aksaklıkların izalesini gerektiren hususlarda olmuştur. Teslim edemediğim siparişler, belirttiğim olumsuzlukları yaşadığım sürece yönelikti; ekipmanlarımı (tekrar) tedarik ettiğim zaman bu işleri yapmayı, siparişleri teslim etmeyi amaçlamıştım. Konya’da, iyi bir işim, mesleğim, seçkin bir ticari ve sosyal çevrem, saygın ve popüler bir İş Merkezi’nde iş yerim vardır. Gelir düzeyim iyidir; gayrı meşru kazanç arayışlarına ve dolandırıcılıkla geçinmeye ihtiyaç duyacak birisi değilim. Yaşadığım şehirde, yerleşik hayatı olan bir insanım; çocuklarım(ın hepsi) şehrimizde, seçkin bir özel okulda okumaktadırlar. Kendi konutumda gözaltına alındım; sabit adres sahibiyim. Ve… ben dolandırıcılığın ne olduğunu, nasıl yapıldığını, inceliklerinin neler olduğunu, dolandırıcıların nasıl ve ne tür insanlar olduklarını cezaevi ortamında gördüm, tanıdım. Dolandırıcılık gibi yüz kızartıcı bir suç sebebiyle sabıkam bulunmamaktadır; adli ve ekonomik sicili temiz bir insanım (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.14.).

8.18. Sahteciliğim olmamıştır. İddianamede geçen “Niyazi Cemmedo adına sahte isimle hesap oluşturma ve Niyazi Cemmedo’nun İş Bankası hesabını (da) kullanma” şeklindeki suçlama doğru değildir; sahteciliğim olmamıştır, buna ihtiyaç da hissetmedim. Bu hesap sahte değildir; Niyazi Cemmedo’nun kendisinin resmi hesabıdır. Mezkur şahsın İş Bankası hesabıyla da ilgim olmamıştır; ben, sadece Denizbank Konya Şubesi’ndeki hesabını kullandım. Daha önce de belirttiğim gibi, dedektiflik mesleği risk gerektirdiği için Internet sitemde kendi ismimi, firmamı ve yerleşim yerimi belirtmek istemedim. Bu nedenle müşterilerimden gelecek havaleler için bu hesabı kullandım. İsmimi, firmamı, yerleşim yerimi belirtmemiş olmam, havaleler için bir başkasının hesabını kullanmam dolandırıcılık amaçlı değildi; tam tersi, kamufle amaçlı idi (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.15.).

8.19. Eylem ve olayda iyi niyetimi gösteren pek çok karîne vardır; ama, bunlar (bilindiği halde) hiç dikkate alınmamıştır. (1) Dolandırıcılık yapmayı amaçlamadığım için sahteciliğim de olmamıştır. (2) Niyazi Cemmedo’nun Denizbank hesabına gelen paraları daha sonra kendi resmi hesaplarıma transfer ediyordum; amacım dolandırıcılık yapmak olsa, gelen havaleleri kendi resmi hesaplarıma transfer etmezdim. (3) Dolandırıcılık yapmaya niyet etmiş olsaydım, IP numaramı gizleyerek (hide) ya da değiştirerek (change) reklam yapardım; böylece, resmi makamların teknik takiplerine takılmazdım. (4) Müşterilerimin siparişleri gecikince, e-mail göndererek bilgi vermiş, siparişlerinin tesliminin (bir süre) gecikeceğini ve beklemeleri gerektiğini söylemiştim. Amacı dolandırıcılık yapmak olan bir kimsenin sorumluluk duygusu taşıyarak böyle bir yükümlülüğü yerine getireceği düşünülebilir mi? (5) Niyetim dolandırıcılık olsaydı, geri ödeme yapmazdım. (6) Resmi makamlara iş yapmayı amaçlamış, Internet sitemde “Adliye’lere iş takibi yapılır” şeklinde hizmet bildiriminde bulunmuş, e-mail reklamlarımı Emniyet Müdürlükleri’ne de göndermiştim; iddianameye alıntılanan iş listem arasında bu hizmet bildirimlerim mevcuttur. Eğer dolandırıcılık gibi bir kastım olsaydı, resmi makamların benden haberdar olmasını istemez, onlara reklam göndermez, genel adres listeleri arasından filtre (filter) yöntemleri ile süzme yaparak çıkartır, öyle reklam yapardım. (7) Hakkımda polisin haber sitesine ve gazete haberlerine konu olmuştu: Çalışmalarımı sürdürdüğüm dönemde, mafyadan iş ve ortaklık teklifleri almış; ama bu tekliflere iltifat etmemiş, dönüp bakmamıştım. ( İddianamede belirtildiğinin aksine, yürütülen soruşturmadan ve telefonlarımın dinlendiğinden haberim vardı; dolandırıcılık yapmayı amaçlamış olsaydım, yakalanmamak için kaçma yolları aramaz mıydım? (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.16.). Bunlarla birlikte, eylem ve olay hakkında yaptığım diğer değerlendir-melerimin de dikkate alınması gerekmektedir (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.17.).

8.20. Tüm savunmalarıma rağmen, içtenlikle şu itirafı da yapıyorum: Dünya hayatından uzun süre soyutlanarak iyi bir tefekkür ortamı bulduğum tutukluluk döneminde düşündüm ve anladım ki, amaçladığım gibi değersiz bir heyecan, anlamsız bir şöhret arayışı veya (kısmen de olsa) para kazanma vb. niyetlerle böylesi düşük, değersiz, problemli ve riskli işlerle uğraşmaya, içinde bulunduğum süreci yaşamaya hiç gerek yoktu. Pişmanım ve kendi kendimle savaşıyorum, kendime kızıyorum. Özellikle de müşterilerimle olan ilişkilerimin böyle sonuçlandığı için çok üzgünüm; böyle olmasını hiç istemezdim. Vaktiyle müşterilerimden bana geçen paraları (hakları) iade ede(bile)ceğimi söyledim (16.09. 2006), tutuklandıktan sonra “etkin pişmanlık” başvurusu yaptım. Hazırlık soruşturması esnasında, tutuklu olduğum dönemin kısıtlılık koşullarına rağmen, bu paraların hepsini iade ettim. Şikâyetçi olup olmadığına bakmadan, işini yapamadığım tüm müşterilerime geri ödeme yaptım; bu ödemeleri tutuklu olduğum dönemin kısıtlı olduğum koşullarında yaptım. Bu iyi niyetim, iddianamede hiç anılmamış da olsa, sizler tarafından bunun dikkate alın-masını talep ediyorum. Bu iadeleri yapabilmek için (vekillerim aracılığı ile) özel arabamı sattım. Yakınlarıma ve dostlarıma yük oldum, borç para aradım ve buldum. Şikâyetçilerin geri ödemelerini yaparken kullandığım paralar(ın büyük bir kısmı) emanet aldığım paralardır. Tutuklu kaldığım sürenin uzaması sonrasında borçlarımı geciktirmiş olmam nedeniyle, zor günlerimde yanımda olan bu asil insanlara karşı mahcubiyet duyguları ile doluyum (DETAYLI SAVUNMA, Section: 5.18.). Bu hicabımı, dosya henüz uyuşmazlık aşamasında iken, Yargıtay'a yazdığım dilekçelerde de içtenlikle dile getirmiştim.

9. Şantaj Savunması

9.1. İddianamede, “Jale Yücel isimli bayana karşı şantaj yaptığım ileri sürülmüş ve “şantaj(a teşebbüs)” suçundan cezalandırılmam” istenmiştir; bu doğru değildir; eylemin mahiyeti detaylı savunmamda anlatılmıştır (DETAYLI SAVUNMA, Section: 6.1.). Üzerime atılı şantaj suçlaması karşısında şu hususların dikkate alınmasını talep ediyorum:

9.1.1. Jale Yücel’e karşı niyetim şantaj yapmak olsaydı, -kabul etmese bile- ısrarcı olur, mutlaka parayı alabilmenin yollarını arardım; zira, elimde önemli bir şantaj malzemesi vardı. Ama ben böyle yapmadım. Niyeti şantaj yapmak veya zarar vermek olan bir insan, ya parayı almak için ısrarcı olur(du), ya da parayı alamadığında eşine deşifre yaparak muhataba zarar verirdi. İletişim tespitlerindeki veriler ısrarcı olmadığım, kendisini tekrar aramadığım, aleyhinde eşine (veya bir başkasına) deşifre yapmadığım doğrultusundadır (DETAYLI SAVUNMA, Section: 6.2.).

9.1.2. Ne iletişim tespitlerinde, ne diğer müşterilerimle aramdaki ilişkilerde, bu tür bir başka içeriğe rastlanmamaktadır; iddianamede de buna benzer bir başka iddia da bulunulmamıştır. Kuşkusuz, müşterilerimle aramdaki ilişki nazik bir ilişkidir. Niyetim insanların bu tür zaaflarını istismar ederek çıkar elde etmek olsaydı eğer, bu yöntemi çok daha gelişmiş bir şekilde kullanırdım. Pek çok müşterimle iş ilişkileri yaşadım; niyetim şantaj yapmak olsaydı, böyle bir yöntemi herkese karşı kullanırdım (DETAYLI SAVUNMA, Section: 6.2.3.).

9.1.3. Jale Yücel ile olan telefon görüşmemizin içeriği, kendisine şantaj yaptığım şeklindeki suçlamaya kaynak olarak kullanmıştır. Bu görüşmenin içeriği, bir şantaj diyaloğuna hiç benzememektedir; iletişim çözümlerine bir de bu gözle bakılmasını talep ediyorum (DETAYLI SAVUNMA, Section: 6.3.).

10. Son Sözler

10.1. Bu özette anlatmış olduğum her bir hususun ayrıntıları detaylı sa-vunmam da mevcuttur; savunmalarımın kanıtı olan deliller ise “Deliller ve Belgeler” adlı dosyada mevcuttur. Müdellel olmayan (delillendiremediğim) hiçbir hususu beyan etmiş değilim; buna özen gösterdim. Delillerim tahkik edildiğinde bu tavrım görülecektir.

10.2. Bireysel savunmam, savunmamın ekinde bulunan “Deliller ve Belgeler”, teknik savunmalarım ve ekleri tutuklu olduğum dönemde, çok kısıtlı olduğum cezaevi koşullarında temin edebildiklerimdir. Özgür bir ortamda olsaydım, çok daha fazla delil ve belge sunabilirdim; bunun da ötesinde, savunmamda her ne söylemişsem, söylediklerimin hepsini pratik olarak kanıtlayabilirdim ve doğrusu, bunu çok isterdim.

10.3. Emniyet Müdürlüğü ve iddia makamı (suçlama yapmadan önce) beni tanıma gereği duymadı; mahkemenizin (bu suçlamalara değer vermeden önce) beni tanımak isteyeceğini ümid ediyorum. Beni tanımak için “HAKKIMDA” adlı mahkemenize göndermiş olduğum ek dosyayı inceleyebilirsiniz. Kişisel ve teknik özgeçmişimle ilgili ayrıntılı bilgiler bu dosyada mevcuttur. Ayrıca, tüm iletişim bilgilerimi bu dosyaya eklemiş bulunmaktayım.

10.4. Üzerime atılı suçlardan uzağım; kendimi tenzih ediyorum. Eğer atılı suçlar arasında suçlanmayı hak ettiğim bir suçlama olsaydı, samimiyetimle söylüyorum: hiç çekinmez, bunu itiraf eder, üstlenir, sonucuna katlanır ve üzülmezdim. Ne ki, bu suçlama-ları hak etmiş değilim; suçlanmış olmamın sebebi, eylemleri nitelendirmede yapılan hatalardır.

10.5. (1) Suç işlemek üzere hiç kimseyle bir araya gelerek örgüt kurma-dım. (2) Dolandırıcılık da yapmış değilim. Müşterilerimden siparişler aldım, ancak edimlerimi yerine getiremedim. Kaldı ki, sipariş içerikleri suç teşkil ediyordu; tek ben suçlu değilim, müşterilerim de suçludur. Elimde olmayan bir takım nedenlerle müşterilerime taahhüt ettiğim işleri yapamadım. (3) Benim nezdimde dolandırıcılık kadar şantaj da düşük ve çirkin bir eylemdir. Şantaj yapmaya teşebbüs etmedim; niyetim bu değildi.

10.6. Atılı suçların hepsinden beraatımı, mahkemenize gönderdiğim tahliye talebimin değerlendirilmesini, tahliyeme karar verilmesini ve tutuksuz yargılanmayı, teknik tezlerimi kanıtlayabilmek için bana fırsat verilmesini, el konulan eşyalarımdan geri verilmesini uygun bulduklarınızın iadesini talep ediyorum.

10.7. Tüm anlattıklarıma rağmen kendimi temize de çıkarmıyorum; her ne kadar dolandırıcılık gibi bir kastım hiç olmadıysa da yine de böyle işlere bulaşmamalı, his ve heveslerimi kontrol etmesini bilmeliydim. Bunlar her aklıma geldiğinde öz benliğimle savaşıyorum ve kendimi bağışlamıyorum. Bu yüzden de psikolojik olarak hayli yıprandım, sağlı-ğım bozuldu. Vereceğiniz kararların mağduriyetimin son bulmasına vesile olmasını diliyor, özgürlük yolu gözlüyorum.

Saygılarımla,
MUHAMMED FATİH ERGÜN
_________________
Muhammed Fatih Ergün
www.mfe.name
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et MSN Messenger
www.turkiyespot.com ucuz hosting
www.turkiyespot.com ucuz hosting





MesajTarih: Prş Hzr 26, 2008 9:03 pm    Mesaj konusu: Advertisement Links

www.turkiyespot.com iyi Hosting vps vds radyo iyi reseller, kaliteli hosting, kaliteli host, kaliteli vps, iyi vps

Başa dön
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    www.turkiyespot.com web sayfası kontrol panelleleri yardımlaşma forumları Forum Ana Sayfa -> ONUR SAVAŞI Tüm zamanlar GMT +2 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Türkçe Çeviri: phpBB Turkey & Erdem Çorapçıoğlu